Eylül 2020
Deniz Güvenliği ve Küresel Salgının Etkisi.
Küresel salgın sırasında Cibuti Etik Kurallarının (Djibouti Code of Conduct-DCOC) uygulanmasını ele almak için Kamerun, Cibuti, Etiyopya, Fransa Hindistan, Ürdün, Kenya, Madagaskar, Morityus Maldivler, Umman, Suudi Arabistan, Seyşeller, Güney Afrika, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen’den oluşan 48 katılımcının yer aldığı sanal toplantı 26 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleştirildi. Söz konusu toplantıda ayrıca DCOC’un operasyonel seviyedeki ilerlemesi ve yönetişim çerçevesinin geliştirilmesi değerlendirilmiştir. Cibuti Etik Kuralları, Batı Hint Okyanusu ve Yemen Denizi’nde bulunan gemilere yönelik gerçekleştirilen deniz haydutluğunun ve silahlı soygunların önlenmesi için önemli bir araçtır. Bahse konu etkinlikte, katılımcı olarak yer alan tüm ülkelerdeki mevcut ulusal denizcilik bilgi paylaşım merkezleri temel alınarak bölgesel bilgi paylaşımı ağının geliştirilmesi gibi çok sayıda teklif sunulmuştur. Diğer tekliflerin talepleri arasında bölgesel ihtiyaç ve öncelikler temel alınarak kapasite geliştirme çabalarının daha iyi bir şekilde koordinasyonu bulunmaktadır. Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization – IMO) tarafından bölgeye yönelik yeni Avrupa Birliği (European Union – EU) tarafından fonlanan bölgesel liman güvenliği projesine ve Ulusal Deniz Güvenliği Stratejisi’nin (National Maritime Security Strategies) geliştirilmesi için yardımlara ilişkin bir sunum gerçekleştirilmiştir. Yakın zamanda, Suudi Sınır Koruması (Saudi Border Guard) Direktörü olarak atanan ve DCoC Yönlendirme Komitesi Başkanı olarak yeni göreve başlayan Sayın Tümgeneral Muhammed Abdullah ALSHEHRI tarafından toplantının açılış konuşması gerçekleştirilmiştir.
Balıkçı Teknelerinin Emniyetine İlişkin Yeni Doküman Yayımlandı.
Geleceğin balıkçılık sektörünü şekillendirmeye yönelik birlikte çalışmaya ilişkin Uluslararası Deniz Ticaret Odası (International Maritime Organization –IMO), Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization–ILO) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (The Food and Agriculture Organization of The United Nations-FAO) tarafından hazırlanan yeni bir doküman 3 Eylül 2020 tarihinde yayımlanmıştır. Söz konusu yeni broşür, uluslararası standartların uygulamaya konmasıyla balıkçılığın emniyetli ve saygın bir iş konumuna gelmesini sağlayacaktır.
Söz konusu doküman, balıkçılık teknelerinin ve balıkçıların emniyeti, balıkçıların eğitimi ve balıkçılık icraatlarının güvenli ve emniyetli olmasını sağlamak için dört ana uluslararası bağlayıcı balıkçılık sözleşmesi veya anlaşması olan IMO 2012 Cape Town Anlaşması (The IMO 2012 Cape Town Agreement - CTA)’nın, IMO 1995 Uluslararası Balıkçı Gemileri Personeli için Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartları hakkındaki Uluslararası Sözleşmesi (The IMO 1995 International Convention on Training, Certification and for Fishing Vessels Personnel (STCW-F)’nin, 188 sayılı ILO Balıkçılık Sözleşmesi Çalışması (ILO Work in Fishing Convention-C188)’nın, FAO Liman Devleti'nin Yasadışı, Bildirilmemiş ve Düzenlenmemiş Balıkçılık Önleme, Caydırma ve Önleme Tedbirleri Anlaşması (FAO Agreement on Port States Measures to Prevent Deter and Eliminate Illegal, Unreported and Unregulated Fishing (PSMA)’nın genel değerlendirmesini sunmaktadır.
Balıkçılık, denizcilik ve çalışma sektörlerindeki karar alıcılar ve politikalar için hazırlanan söz konusu bu kılavuz, yukarıda belirtilen balıkçılık sözleşmesinin veya anlaşmalarının uygulamaya konulmasını ve onaylanmasını teşvik etmeye yönelik bir görüş içermektedir.
Balıkçılığın dünyadaki en tehlikeli mesleklerden biri olarak devam etmesi nedeniyle, bu sektörün daha sürdürülebilir bir hale gelmesi için değişmesi gerekmektedir. Söz konusu doküman, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde yer alan (Sustainable Development Goals – SDG) uzun süreli, kapsamlı ve sürdürülebilir ekonomik büyüme, herkes için tam ve üretken istihdam ve saygın bir işe yönelik 8 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi ve sürdürülebilir kalkınma için okyanusların, denizlerin ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve muhafaza edilmesine yönelik 14 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ne yönelik verilen devlet taahhütlerin başarılmasını amaçlamaktadır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Genel Sekteri, gemi insanlarının yaşamakta olduğu insani krizin çözüme kavuşturulması için mürettebat değişikliklerine izin verilmesine ilişkin ısrarlarını sürdürmektedir.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization –IMO) Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM denizde vuku bulan insani bir kriz yaşandığı ve gemi insanlarının sağlığını korumak ve emniyetli deniz taşımacılığını sağlamak için acil olarak harekete geçilmesi gerektiği uyarısında bulunmuştur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (United Nations –UN) gerçekleştirmiş olduğu söz konusu açıklamasında, mürettebat değişiminde yaşanan krizlerin çözüme kavuşturulması için hükümetlere hızlı bir şekilde harekete geçmeleri konusunda uyarıda bulunmuştur.
300.000 gemi insanının halihazırda denizde mahsur kaldığı ve sözleşme sürelerinin dolmasına rağmen ülkesine geri dönemediği tahmin edilmektedir. Yaklaşık bir o kadar gemi insanı da görev aldıkları gemilere katılamamakta ve nöbetlerini devralamamaktadır. Söz konusu durum, COVID-19 salgınından sonra hükümetler tarafından uygulamaya konulan seyahat, limandan gemiye binme veya ayrılma, karantina tedbirleri, uygun uçuşların azaltılması ve izin verilen vize ve pasaportların sınırlandırılması gibi çeşitli kısıtlamalar nedeniyle yaşanmaktadır.
Denizcilik Çalışma Sözleşmesi (Maritime Labour Convention –MLC) tarafından düzenlenen gemi insanının gemide on bir ayı aşmaması sınırına rağmen, bazı gemi insanları halihazırda on yedi aydan fazla gemide yaşamlarını sürdürmektedir. MLC ve diğer uluslararası belgelerde hak ihlali kapsamında yer almasına rağmen, çoğu gemi insanın uygun tıbbi bakıma erişimine ve kıyıdan ayrılmalarına izin verilmemektedir. Bu durum, sadece gemi insanlarının sağlığı ve refahı açısından değil, deniz taşımacılığının emniyeti açısından da ciddi bir endişe yaratmaktadır. Gemi kaza oluşma riskini artıracak olmasına rağmen fiziken ve zihnen tükenmiş olan gemi insanlarından görevlerine devam etmeleri istenmektedir
Gemi insanlarının süresiz olarak denizde kalamayacağını ısrarla yenileyen IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM, mürettebat değişiminde yaşanan krizlerin yakın bir zamanda çözüme ulaştırılmazsa gemilerin IMO mevzuat ve kılavuzlarına uygun olarak emniyetli bir şekilde daha fazla işletilemeyeceğine ve COVID-19 salgınının ekonomik etkilerinin de daha fazla şiddetleneceğine dair açıklamada bulunmuştur. Deniz taşımacılığı küresel ticaretin yüzde sekseninden fazlasını oluşturmakta ve küresel ekonominin hayati bir bileşeni olarak yer almaktadır.
IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM, mürettebat değişimi krizinin çözümüne ilişkin çeşitli bakanlıkların bir arada çalışmasını gerektiren bütüncül bir yönetişim yaklaşımı gerekeceğini belirtmiştir. Sayın Kitack LIM, zaruri hizmetleri sağlayan gemi insanlarının kilit çalışan olarak belirlenmesi ve emniyetli ve güvenli mürettebat değişimlerinin izin verilmesine ilişkin IMO tarafından onaylanan Protokollerin uygulanması için tüm Üye Devletlere çağrısını yenilemiştir. IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM, Ayrıca, gemi insanlarının vize ve seyahat kısıtlamaları ve ihtiyaç durumunda acil tıbbi bakım ve kıyıda tıbbi olanaklara ulaşmasının sağlanması gibi mürettebat değişimindeki diğer engellerin ortadan kaldırılmasının önemi üzerinde durmuştur.
IMO Genel Sekreteri tarafından eyleme yönelik yapılan bu yeni çağrı, sayısız yüksek düzeyde yapılan beyanların ve diplomatik seviyede gerçekleştirilen ikili toplantıların yanı sıra mahsur kalan gemi insanlarına direkt yardımcı olan Denizci Personel Kriz Eylem Ekibinin (Seafarer Crisis Action Team) kurulması da dahil olmak üzere IMO tarafından pandemi süresince atılmakta olan adımlarla uyumludur.
Diğer bir yandan, UN Genel Sekreteri Sayın António GUTERRES, gemi insanlarının kilit çalışanlar olarak belirlenmesi ve emniyetli mürettebat değişimleri ve ülkelerine dönüşlerinin sağlanmasına ilişkin gerekli seyahat yardımlarının sağlanmasına yönelik dünyadaki tüm ülkelere çağrıda bulunmuştur.
Çoğu ülke tarafından tüm gemi insanları için mürettebat değişimlerinin izin verilmesinde kayda değer bir ilerleme gerçekleştirilmişken, söz konusu ilerleme hızı, mürettebat değişikliği gerektiren gemilerin birikmiş iş yüküne yeterli gelmemektedir
IMO Genel Sekreteri Kitack LIM, 22 Eylül 2020 tarihinde başlayan Üst-Düzey Toplantı Haftası 75. UN Genel Kurul toplantısı sırasında, mürettebat değişimi krizini ve gemi insanlarının artan sorunlarını gündeme getirmeleri için Üye Devletlere davette bulunmuştur. Söz konusu hafta sırasında, Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Organization – ILO), IMO ve UN Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) 24 Eylül 2020 Dünya Denizciler Gününde mürettebat değişimi krizinin görünürlüğünü arttırmak için yan bir etkinliğe ev sahipliği yapmıştır.
COVID-19 salgını sırasında gemi insanlarının emniyeti için güncel kılavuz yayımlandı.
Dünya Sağlık Örgütü (The World Health Organization-WHO) tarafından COVID-19 salgını sırasında yük gemilerinde ve balıkçı teknelerinde çalışan gemi insanlarının sağlığının korunmasını amaçlayan geçici bir kılavuz yayımlandı.
Söz konusu kılavuz, özellikle birbirleriyle yakın temasta çalışan ve genellikle doktorun olmadığı gemilerde uzun süre görev alan gemi insanlarının durumunu ele almaktadır. (WHO tarafından yayımlanan söz konusu kılavuz için buraya tıklayınız.)
Söz konusu doküman, gemi armatörlerine, gemi insanlarına, sendikalara, birliklere ve yetkili idarecilere tavsiyelerde bulunmaktadır. Gemiye biniş öncesi tarama (pre-boarding screening), el hijyeni, sosyal mesafe ve maske kullanımının yanı sıra gemide olası COVID-19 vakalarının yönetimine ilişkin hususlarda tavsiyeler içermektedir. Ayrıca, gemi insanlarına yönelik zihin sağlığı hizmetlerinin ve psikolojik desteğin önemi ele alınmaktadır.WHO, ayrıca gemi insanlarının kıyıda yer alan tıbbi tesislerde erişime izin verilen acil tıbbi bakım ihtiyaçlarının sağlanmasının zorunlu olduğunu Üye Devletlere hatırlatmaktadır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (Interrnational Maritime Organization –IMO), Üye Devletlerine ve uluslararası kuruluşlara söz konusu rehberin olabildiğince geniş kitlelere ulaştırılması için çağrıda bulunmaktadır. Gemilerdeki salgınların önlenmesi ve yönetilmesi sadece mürettebatın refahı ve sağlığı açısından değil, aynı zamanda gemi seferlerinin ve operasyonlarının emniyetli bir şekilde devam edebilmesi açısından da önem arz etmektedir.
IMO Üye Devletleri ayrıca, danışmanlık statüsündeki Uluslararası Deniz Ticaret Odası (International Chamber of Shipping – ICS), Uluslararası Bağımsız Tanker Sahipleri Birliği (The International Association of Independent Tanker Owners – INTERTANKO) ve Uluslararası Deniz Sağlığı Birliği (International Maritime Health Association – IMHA) Kuruluşları ile birlikte sivil toplum birlikleri tarafından yayımlanan Gemilerdeki Vaka Risklerinin Azaltılmasına yönelik Protokolden (Protocols to Mitigate the Risks of Cases On Board Ships) yararlanmaya davet edilmektedir. Söz konusu protokol, olası veya tespit edilmiş COVID-19 vakalarının yönetilmesine ilişkin gemi işletmelerine yardımcı olmaya ve güvenli ve etkili bir şekilde gemi insanlarının gemiye binmelerini ve ayrılmalarını sağlamaya yönelik araçları kapsamaktadır. (Söz konusu protokol için buraya tıklayınız.)
Yasadışı vahşi hayvan ticaretine yönelik çözümler ortaya kondu.
Vahşi yaşam kaçakçılığının küresel ölçeği ve onun biyoçeşitlilik, ekonomik kalkınma, güvenlik ve insan sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri, deniz tedarik zinciri içinde bu suçun gündeme getirilmesi için özel sektör ve hükümetler tarafından sarf edilen çabaların tartışıldığı bir webinarın ana gündem konusu oldu.
Yasadışı vahşi hayvan ticareti gerçek bir küresel sorundur ve her ülke bu suçtan etkilenmektedir. Konteynere alınmış deniz kargosu yoluyla yasadışı olarak ticareti yapılan vahşi hayvan kaçakçılığında, tipik olarak pangolin pulları, fildişi, kereste ve köpekbalığı yüzgeçleri gibi büyük miktarlarda bozulmayan vahşi hayvan parçaları bulunmaktadır. Söz konusu bu parçalar genellikle beyan edilmemektedir.
Katılımcılar vahşi hayvanların büyük miktarlarda ve tek seferde kaçırılırken taşınmasında organize suç örgütlerinin de dahil olduğunun altını çizmiştir. Ayrıca, yolsuzluk asıl problem olarak belirlenmiştir.
Yasadışı olarak vahşi yaşam ticaretini yapan ulus-ötesi suç gruplarına karşı mücadele armatörler, devlet kurumları ve STK topluluğu arasında daha fazla işbirliğini ve bilgi paylaşımını gerektirmektedir. Bu suçu saptamak için “parayı takip etme” yaklaşımı olarak adlandırılan mali soruşturmayı da gerektirebilmektedir.
Ayrıca, deniz taşımacılığı dokümanlarının giderek dijitale taşınması, kargo dokümanlarının daha iyi incelenmesini kolaylaştırabilir. Buna ek olarak, dijitalleşme, tedarik zincirinde yolsuzluğu azaltacak bir yol olarak da görülmektedir.
Kenya Hükümeti, uluslararası deniz trafiği ile faaliyet gösteren gemilerdeki vahşi hayvan kaçaklığının zapt edilmesi ve önlenmesi hususunda yönergeler geliştirmek için 28 Eylül - 2 Ekim 2020 tarihleri arasında uzaktan oturum olarak gerçekleştirilen Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organizitation–IMO)’nün Kolaylaştırma Komitesi toplantısında sunduğu önerisinin ana hatlarını çizdi.
Hükümet temsilcileri, gemicilik şirketleri, hükümetler arası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri teklifi memnuniyetle kabul etti. Söz konusu yönergeler denizcilik yetkilileri, gemicilik şirketleri ve vahşi yaşam uzmanlarını içeren geniş kapsamlı bir grup tarafından istişari bir yöntemle geliştirilebilir.
Söz konusu etkinlik IMO tarafından taşımacılık paydaşlarının yanı sıra hukuki yaptırım ve diğer kurumları bir araya getiren Birleşmiş Vahşi Yaşam Özel Görev Komitesinin (The United for Wildlife Transport Taskforce), vahşi yaşam ticaretini durdurmak için çalışan TRAFFIC sivil toplum kuruluşunun, Birlemiş Milletler Kalkınma Programının (The United Nations Development Programme), Dünya Bankası liderliğindeki Küresel Vahşi Yaşam programının (World Bank-led Global Wildlife Program) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfının katılımıyla (World Wide Fund for Nature) gerçekleştirilmiştir. (Söz konusu webinar için buraya tıklayınız.)
Timor-Leste için ulusal deniz taşımacılığı ilkeleri eğitimi.
Gelişmekte olan küçük ada devleti, Timor Leste, ulusal denizyolu taşımacılığı politikasının (National Maritime Trasport Policy–NMTP) nasıl formülleştirileceği ve geliştirileceğine ilişkin 21-24 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleşen sanal atölyeden yararlanmıştır. Söz konusu NMTP konsepti, denizcilik sektöründe planlama, karar verme, yasama hususlarında iyi bir yönetim pratiği ve ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasında anahtar unsur olarak Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Oganization –IMO) tarafından teşvik edilmektedir.
Söz konusu NMTP’nin hazırlanmasında önemli bir rol oynayan çeşitli bakanlıklardan, bölümlerden, kurumlardan ve diğer paydaşlardan yaklaşık 20 katılımcıya, bu tarzda bir politikanın hedefleri, gelişim süreci, içeriği, uygulanması ve revize edilmesi konularında bilgi verilmiştir.
2020 Mart ayında Timor-Leste’de fiziksel olarak gerçekleştirilmesi planlanan bahse konu atölye, COVID-19 salgını nedeniyle sanal ortamda gerçekleştirilmiştir.
Söz konusu teknik yardım etkinliği, IMO, Timor- Leste Ulaşım ve Haberleşme Bakanlığı (the Ministry of Transports and Communications of Timor-Leste ), Timor- Leste Ulusal Denizyolu Taşımacılığı Müdürlüğü (the National Directorate for Maritime Transport (DNTM) of Timor-Leste) ve Alman Kalkınma İşbirliği olan Ambero Projesi ile yakın işbirliği içinde IMO tarafından organize edilmektedir. Bahse konu atölye, çalıştay, Dünya Denizcilik Üniversitesi (World Maritime University) ve IMO tarafından yürütülmektedir
Akdeniz’de balast su yönetimi ve istilacı türlerin ele alınması.
Küresel salgın sırasında Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization- IMO)’nün Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi (Ballast Water Management Convention) ve Akdeniz bölgesindeki uygulanmasına ilişkin bir webinar, söz konusu sözleşmenin uygulanması konusunda farkındalığın artmasını, bilginin artırılmasını ve en iyi uygulamaların paylaşılmasını sağlamıştır.
Yakın bir zamanda yapılan Akdeniz Bölgesel Deniz Kirliliği Acil Müdahale Merkezi (The Regional Marine Pollution Emergency Response Centre for the Mediterranean Sea-REMPEC) çalışmasına göre, gemiyle getirilen egzotik türlerin, Akdeniz’e gemiyle getirilen tüm türlerin %26’sını oluşturduğu tahmin edilmektedir. Son on yılda, Akdeniz’deki türlerin sayıları artmaya devam etmektedir. Bu durum bölgedeki yerli türlerin ve yaşam alanlarının yanı sıra insan sağlığı ve eğlence faaliyetleri açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır.
2020 Dünya Denizcilik Günü “Sürdürülebilir bir gezegen için sürdürülebilir deniz taşımacılığı” temasına uygun olarak 23 Eylül 2020 tarihinde gerçekleştirilen etkinlikte, çeşitli bakanlıklardan, bölümlerden, kurumlardan ve diğer paydaşlardan yaklaşık 69 katılımcı yer almıştır.
Söz konusu webinar, REMPEC tarafından çevrimiçi gerçekleştirilen ilk etkinliktir. Webinarda BWM Sözleşmesi’nin genel bir değerlendirmesi yapılarak katılımcılara 2017 yılında BWM Sözleşmesinin yürürlüğe girmesinden beri, uluslararası düzenlemelerdeki değişikliklerle ilgili olarak Akdeniz BWM Stratejisinde yapılan revizyonlara ilişkin güncel bilgiler verildi.
Akdeniz bölgesindeki balast suyu ve istilacı türlerin problemlerini ele almak için konsolide bir yaklaşım ihtiyacı, IMO, Baltık Deniz Çevre Koruma Komisyonu (Baltic Marine Environment Protection Commission), Özel Koruma Alanları Bölgesel Faaliyet Merkezi (The Specially Protected Areas Regional Activity Centre-SPA / RAC) ve ODYSSEA Projesinin yanı sıra anlaşmayı imzalayan 16 katılımcıdan Barselona Sözleşmesini imzalayan 16 temsilci tarafından yapılan sunumlar ile tekrar vurgulandı.
Sürdürülebilir bir gezegen için sürdürülebilir deniz taşımacılığı nasıl elde edilir?
Dünya genelindeki katılımcılar, denizcilik sektörü açısından sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için inovasyonun, denizcilik iş gücünün ve sektörün ve hükümetlerin rolünün nasıl bir arada ele alınabileceğine dair fikir edindi.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization-IMO)’nün Dünya Denizcilik Günü (World Maritime Day) webinarı, hükümetten, uluslararası örgütlerden ve inovatif girişimcilerden oluşan konuşmacıları 24 Eylül 2020 tarihinde bir araya getirdi. Etkinlikte Özellikle COVID-19 salgını bağlamında gemiciliğin karşı karşıya olduğu sorunlar gündeme getirilerek çözümler üzerinde duruldu. Öne çıkan temalardan birisi de uluslararası ve sektörler arası işbirliği esas alınarak salgının olumlu yönde değişim için nasıl bir hızlandırıcı role sahip olabileceği ve olması gerektiği hususuydu.
IMO Genel Sekreteri Sayın Kitack LIM, yaptığı açılış konuşmasında salgın karşısında denizcilik sektörü çalışanları arasındaki eşi benzeri görülmemiş işbirliğini överek gündemi belirlemiştir. Sayın LIM; “İşbirliği ruhu hiçbir zaman şu anki kadar önemli olmamıştı. Uluslararası deniz taşımacılığının küresel düzenleyicisi olarak IMO'nun işbirliği ve sürdürülebilir ekonomik iyileşme için yeni ortaklıkların kurulmasına ve tüm insanlığın yararı için Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerin ilerlemesine yardımcı olmaya hazır olduğuna size temin ederim.” ifadelerini kullanmıştır.
Birleşik Krallık Havacılık, Denizcilik ve Güvenlik Bakanı, Ulaştırma Bakanı, H.E. Sayın Robert COURTS, deniz ekosisteminin korunması ihtiyacı üzerinde durarak şunları ifade etmiştir: “ Bugün gerçekleştirilen zirve, uluslararası çabalarımızın bir kanıtıdır. COVID-19 salgınından dolayı yönümüzü belirlerken daha yeşil bir gelecek inşa etmek için çevremizin korunması hususunda kararlıyız.
Deniz Mühendisliği, Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden (Institute of Marine Engineering, Science and Technology- IMarEST) Sayın Alastair Fischbacher konuşmasında salgının ortak sürdürülebilir deniz taşımacılığı hedefini değiştirmediğini söyleyerek rekabetçi bir dünyada liderlik etmektense takip etmenin ve başkalarının risk almasını beklemenin daha kolay olduğuna dair sorunu da gündeme getirmiştir. Çözümün koordineli uluslararası işbirliği olduğunu ifade etmiştir.
Söz konusu etkinliğe katılan Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO)’nden Sayın Doktor Jaouad MAHJOUR: “Güçlü eylem, sağlık sektörü ile denizcilik sektörü arasında daha fazla işbirliği gerektirmektedir, çünkü sağlık ortak bir sorumluluktur.” ifadelerini kullanmıştır.
Paylaşılan sorumluluk mesajında, uluslararası gemi emisyonları ve gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir büyümesi konusundaki iddialı hedeflerin nasıl bir arada ele alınacağı sorusuna cevaben ortak sorumluluk vurgusu yapılmıştır.
Denizcilik kariyeri konusunda Sayın Birgit LIODDEN (Ocean Opportunity Lab), kariyer değerlendirilmesinde denizde geçirilen süreyi dikkate almanın modasının geçtiğini ve gemide ve karada kazanılan deneyimleri birlikte değerlendiren bütüncül bir yaklaşımının gerekli olduğunu ifade etmiştir.
En kapsamlı ve en iyi yetenekleri çekebilmek için iş-özel hayat dengesinin sağlanması gerektiğini belirten Birgit LIODDEN yeni nesillerin zaman konusunda farklı değerlere ve beklentilere sahip olduğunu ifade etmiştir.
Ayrıca, Portekiz Deniz Bakanı Sayın H.E. Prof.Ricardo Serrão SANTOS ile de okyanuslardaki plastik sorunu ele alınmıştır. Sayın Santos, bu soruna ilişkin “yasadışı çöp sorununu çözmek için düzenlemenin ötesine geçen yeni yaklaşımlara ve mekanizmalara ihtiyacımız var ve döngüsel bir ekonomi içinde önlemler almalı ve tüm paydaşları içeren sistematik bir yaklaşıma odaklanmalıyız " cevabını vermiştir.
Kaynak: IMO internet sitesi