İMEAK DTO Temmuz 2022 AB Büteni

Sayın Üyemiz,          

Avrupa’da denizcilik sektöründe enerji verimliliği uygulamaları ve deniz çevresinin korunması konularında meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.

  • ECSA, Emisyon Ticaret Sistemi’nde “Kirleten Öder” Prensibinin Benimsenmesinden Memnun.

Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners’ Associations-ECSA), Emisyon Ticareti Sistemi’ne (Emission Trading System-ETS) yönelik “kirleten öder” ilkesi konusundaki Avrupa Konseyi’nin tutumunu memnuniyetle karşılamakta, ancak gelirleri tahsis etmek için daha fazlasına ihtiyaç olduğu konusunda uyarıda bulunmaktadır.

Avrupa Birliği (AB) Çevre Bakanlarının, AB Konseyi’nin Emisyon Ticareti Sistemi’nin revizyonu ve “Fit for 55” paketinin bir parçası olarak plana deniz taşımacılığının dahil edilmesi konusundaki tutumunu kabul ettiği belirtilmektedir.

“Kirleten öder” prensibini destekleyen ve ETS maliyetlerinden geminin ticari işletmecisini zorunlu olarak sorumlu tutan Konseyin güçlü desteğinin ECSA tarafında memnuniyet yarattığı belirtilmektedir. AB Konseyi’nin ETS maliyetleri hakkındaki ortak tutumunun, Haziran 2022 ayının başlarında Avrupa Parlamentosu tarafından benzer görüşün benimsenmesinin ardından geldiği bilinmektedir. Aşamalı dönem uygulamasının devam etmesi ve dört yıllık bir süre boyunca denizcilikten kaynaklanan emisyonların kademeli olarak dahil edilmesinin de sektör için sorunsuz bir geçiş sağlamak adına önem taşıdığı belirtilmektedir. Ayrıca ECSA, Avrupa Konseyi’nin ETS İnovasyon Fonu kapsamında belirli çağrılar yoluyla deniz taşımacılığına özel önem verilmesi taahhüdünü de olumlu bir gelişme olarak görmektedir. Ancak ECSA, yeniliği desteklemek ve temiz/çevreci yakıtlarla konvansiyonel yakıtlar arasındaki fiyat farkını kapatmak için söz konusu taahhüdün yeterli olmadığını düşünmektedir. Bu nedenle, Avrupa Parlamentosu’nun önerisinde olduğu gibi, denizcilik sektörünün enerji dönüşümü için ETS gelirlerinin tahsis edilmesi ECSA tarafından talep edilmektedir.

ECSA Başkanı Philippos PHILIS; “Avrupalı gemi sahiplerinin uluslararası bir çözümü tercih etmelerine rağmen, denizcilik sektörünün de AB düzeyinde iklim krizini ele almak için adil bir şekilde katkıda bulunması gerektiğini biliyoruz. AB politikacılarıyla gündeme getirdiğimiz en önemli noktalardan biri olan ticari işletmecilerin maliyetlerden zorunlu olarak sorumlu tutulması konusunda hem Konsey hem de Parlamentonun benzer bir tutumu desteklemesi dikkat çekicidir. Sektörün enerji dönüşümü için herkesin elini taşın altına koymasına ve “kirleten öder” prensibinin doğru bir şekilde uygulanmasına ihtiyacımız var.” açıklamasında bulunmuştur.

ECSA Genel Sekreteri Sotiris RAPTIS; “Kabul edilen metin, iddialı ve etkili bir iklim önlemi elde etme yolunda iyi bir adımdır. İnovasyon Fonu kapsamında denizcilik sektörüne özel önem verilmesi cesaret vericidir; ancak Konseyin bu konudaki konumu gelirleri tahsis etmekte yetersiz kalmaktadır. Temiz/çevreci yakıt ile konvansiyonel yakıtlar arasındaki fiyat farkının karbon sözleşmeleri yoluyla kapatılması için gelirlerin sektöre tahsis edilmesi gerekmektedir. Konseyi, müzakereler sırasında ilerleme sağlamaya ve Parlamentonun pozisyonuna yaklaşmaya teşvik ediyoruz. Mevcut ETS gelirlerinin %80’i diğer ETS sektörlerinin enerji geçişi için kullanılıyor ve aynısını denizcilik sektöründe de görmemiz gerekiyor. Bu durum, deniz taşımacılığının dekarbonizasyonu ve sektörün rekabetçiliği için ya tamam ya devam niteliği taşıyor.” açıklamasında bulunmuştur.

Avrupa Konseyi’nin, “ice class” gemiler sorununun yanı sıra küçük adalar ve uzaktaki bölgeler için özel hükümlerin ele alınmasına yönelik bir öneriyi de desteklediği bilinmektedir. Bu kapsamda Avrupalı gemi sahipleri, uygun bir çözüme ulaşabilmek adına Konsey ve Parlamento ile iletişime geçmeyi beklemektedir.

Konseyin tutumunun kabul edilmesinin ardından, nihai metin üzerinde bir anlaşmaya varılması için Parlamento ile Konsey arasındaki müzakerelerin kısa süre içinde başlaması beklenmektedir. (Kaynak:ECSA)

  • Avrupa Denizcilik Teknolojisi Sektörü İçin Yeşil ve Dijital Bir Gelecek

Denizcilik teknolojisi sektörü, hiçbir çalışanı veya bölgeyi sürecin dışında bırakmadan eşit ve adil geçişi sağlamak için acilen iddialı bir sektörel stratejiye ihtiyaç duymaktadır.

Avrupa Komisyonu’nun “Dayanıklı, yenilikçi, sürdürülebilir ve dijital mobilite ekosistemi-2022” başlıklı Çalışma Belgesi, dünya üzerinde tüm mobilite ekosistemi üzerinde yıkıcı bir etkisi olan küresel Covid-19 pandemisinin ardından mobilite sektörünün (gemi inşası, otomotiv ve demiryolu) yeşil ve dijital olarak toparlanması için çalışmaya yönelik istişare sürecine katılmaları yönünde paydaşlara çağrıda bulunmaktadır.

Denizcilik teknolojisi sektörünün resmi Avrupa sosyal ortakları (paydaşları) olarak “IndustriAll European Trade Union” ve “SEA Europe”, Avrupa’da sektör için sürdürülebilir bir gelecek sağlamaya yönelik sektörden ve çalışanlardan gelen ortak öncelikleri ve talepleri ana hatlarıyla belirterek bu sürece aktif olarak katkı sağlamaktadır.

Sektörün Karşılaştığı Zorluklar

Covid-19

Avrupa’daki denizcilik teknolojisi sektörü 1 milyon istihdam ve 128,6 milyar Euro toplam üretim değeri yaratmaktadır. Sektör, Avrupa’nın savunma ve denizlerdeki gücü için stratejik olmanın yanı sıra Avrupa’daki birçok kıyı bölgesi için de gerekli bir konumda yer almaktadır. Bu nedenle, yeni gemi inşa siparişlerdeki büyük düşüş ve Avrupa’nın karmaşık gemi tiplerinden oluşan, dar bir tüketici grubunun istek ve gereksinimlerine göre bölümlenmiş pazara olan büyük bağımlılığı, pandemi krizi sırasında açıkça görüldüğü gibi, Avrupalı sektör paydaşları için büyük bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Kruvaziyer gemilerine yönelik talebin 2030 yılına kadar artma olasılığı düşük olduğundan, tersaneleri ve çalışanları güncel durumda tutmak için güçlendirme, yeşil teknoloji ve offshore yenilenebilir enerji gibi alanlarda acil çeşitlendirme ve yatırıma ihtiyaç bulunmaktadır.

Küresel ölçekte eşit olmayan rekabet şartları

Avrupa denizcilik teknolojisi sektörünü diğer bölgelere göre daha fazla etkileyen Covid-19’un yanı sıra, ekonomik olarak da toparlanma açısından geride kalmaya devam etmektedir. Çin ve Güney Kore yeni gemi siparişlerinde çok daha düşük oranlarda düşüşler yaşarken (%16 ve %18), kısmen devlet destekli büyük teşvik paketleri sayesinde çok daha hızlı toparlanmıştır. Halihazırda var olan devlet yardımlarına ilave olarak bu teşvik paketleri, Avrupa’nın rekabet gücünü ciddi şekilde olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu durum Avrupalı armatörlerin, yeşil/çevreci gemiler de dahil olmak üzere yeni gemiler için Avrupa yerine Asya’da sipariş verdiğini açıklamaktadır. Bunun yanı sıra, Avrupa’daki sektörün aynı desteği alamadığı bilinmektedir. Gemilerin AB Gümrük Bölgesi’ne ithal edilmemesi nedeniyle telafi edici ve anti-damping önlemler gibi ticari savunma araçlarından yararlanamayan Avrupa tersanelerinin diğer sorunları nedeniyle rekabet açısından dezavantajlı durumu devam etmektedir. Avrupa Komisyonu’nun iç piyasayı bozan dış sübvansiyonlara ilişkin önerisinin tatmin edici çözümler sunmayacağı veya Avrupa’nın rekabet edebilirliğini geri kazanmasına yardımcı olmayacağı konusunda riskler bulunduğu belirtilmektedir.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı ve müteakip yaptırımlar

Ukrayna’daki savaşın ardından Rusya’ya yönelik Avrupa tarafından ve uluslararası ölçekte uygulanan yaptırımların, Avrupa tersanelerini ve denizcilik ekipmanlarını da olumsuz etkilediği bilinmektedir. Uluslararası yansımalar aynı zamanda fiyat, enerji ve hammaddelere erişim üzerinde etki yaratarak Avrupa’daki üretim üzerinde ekstra baskı yarattığı ifade edilmektedir. Söz konusu bu etkilerin, Çin ve Güney Kore’deki rakiplerine kıyasla Avrupa’nın tam olarak toparlanamadığı pandemi krizinin olumsuz sonuçları sonrasında geldiği ifade edilmektedir.

Mevcut yüksek düzeyli ve jeopolitik sorunlar, Avrupa denizcilik teknolojisi sektörünün yeşil ve dijital geçişi üzerinde ek baskı oluşturmakta olup Avrupa’nın diğer ülkelere veya bölgelere fazla bağımlı olmasının risklerine dair kanıtlar sunmaktadır. Bu durumun, Avrupa açısından stratejik olan denizcilik teknolojisi sektörüne yönelik, özellikle de yerel armatörlerin Asya’da sipariş verdiği ve Avrupa tersanelerinin ticari gemi inşa etmek için artık rekabetçi olmadığı Avrupa gemi inşa sektörü açısından da geçerli olduğu ifade edilmektedir. Bu zorlukların, sektör için esnek ve sürdürülebilir bir gelecek sağlamak ve Avrupa’nın Asya denizcilik teknolojisi sektörüne tamamen bağımlı hale gelmesi riskini önlemek için “Mobilite Ekosistemi Dönüşüm Süreci” ile başlayarak Avrupa düzeyinde gerçek bir yeniden katılım gerektirdiği belirtilmektedir.

İfade edilen bu hususlara karşı Avrupa denizcilik teknolojisi sektörünün paydaşları, Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Üye Devletleri acilen somut politika eylemleri benimseme ve yatırımları artırma çağrısında bulunmaktadır. Ayrıca paydaşlar, Mobilite Ekosistemi Dönüşüm Süreci hedeflerine uygun olarak esnek, yenilikçi, sürdürülebilir ve dijital bir sektör sağlarken Avrupa’nın tamamen Asya denizcilik teknoloji sektörüne bağımlı hale gelmesini önlemek için sektöre ve işgücüne destek olunmasını talep etmektedir.

Avrupalı sektör paydaşları aşağıda yer alan konularda çağrıda bulunmaktadır.

  1. Sektörü korumak ve istihdamı sağlamak için sektörel bir yaklaşım

Avrupa denizcilik sektörü, küresel pazarda sektöre özgü zorluklarla karşılaşmaya devam etmektedir. Mobilite Ekosisteminde yer alan üç sektörün karşı karşıya olduğu bazı ortak sorunlar olsa da, denizcilik teknolojisi sektörü için sektöre özel bir Avrupa stratejisine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle küresel ölçekte rekabet şartlarını eşitlemek, devlet desteği sağlamak ve sektöre yönelik AB ticaret koruma araçları oluşturmak için Avrupa Birliği’ne özgü bir eylemin gerekli olduğu belirtilmektedir.

  • Paydaşlar, küresel ölçekte rekabet şartlarını eşitlemek ve kurulması planlanan Sektörel Uzman Grubunda somut önlemleri tartışmak için Avrupa denizcilik teknolojisi sektörüne yönelik sektöre özel bir strateji benimsenmesini talep etmektedir.
  1. İç talebi canlandırmak ve Avrupa’da çalışmaları sürdürmeye yönelik eylem

Covid-19 sonrası, Avrupa denizcilik teknolojisi sektörü toparlanma sürecinde geri kalmaya devam ederken özellikle Asya olmak üzere diğer bölgeler, Avrupalı armatörlerden gelen yeni siparişlerdeki paylarını artırmaya devam etmektedir. Avrupa tersanelerini ve çalışanları canlandırmak için teşviğe ihtiyaç olduğu dile getirilmektedir.

  • Paydaşlar, Avrupa’nın iddialı hedeflerine uygun olarak “Deniz Taşımacılığı Platformu”nun stratejik araştırma gündemlerini uygulamak için Ar-Ge’yi teşvik etmenin yanı sıra mevcut gemilerin yenilenmesi, yeşil/çevreci gemi ve teknolojilerin üretimi kapsamında yenilikçi sıfır emisyonlu gemilere yönelik iç talebi canlandırmak adına Avrupalı politikacıların önlem alması çağrısında bulunmaktadır. 

  • İşleri ve kabiliyetleri korumak için yatırım ve desteğin artması

Dijital ve yeşil dönüşümün aynı anda başarılı olmasını sağlamak için yatırımlarda artış olması gerektiği belirtilmektedir. Tersanelerin dekarbonizasyonu ve yeni üretilen gemilerde yeşil/çevreci enerjinin kullanılabilmesi için teknoloji ve üretimle ilgili araştırma ve geliştirme yatırımlarının yanı sıra özellikle yeşil ve dijital kabiliyetler ve altyapıda, becerilerin yeniden kazandırılması ve geliştirilmesine yönelik daha fazla desteğe ihtiyaç duyulmaktadır.

  • Paydaşlar, “AB Beceri Paktı” kapsamında mali destek, yeşil teknoloji ve gemilere yönelik Ar-Ge’ye daha fazla yatırım yapılması ve uygun altyapıya sahip makul fiyatlı ve öngörülebilir temiz enerjiye erişimin sağlanması için acil eylem çağrısında bulunmaktadır.

 

  1. Tüm çalışanlar ve bölgeler için Adil Geçiş

“Adil Geçiş” süreci, Avrupa denizcilik teknolojisi sektörünün yeşil ve dijital geçişinin merkezinde yer almaktadır. Avrupalı paydaşlar bu dönüşüm sürecini desteklemektedir. Avrupa’nın küresel pazarda yüksek teknolojili yeşil gemi ve ekipmanların üretiminde lider konumda olması için çalışmaların sürdürüleceği ifade edilmektedir.  Bu geçişin, yatırım ve finansman artışının yanı sıra, Avrupa sektörünün küresel pazarda rekabet edebilmesine olanak tanıyan iddialı bir Avrupa sektörel stratejisi ile desteklenmesi gerektiği dile getirilmektedir.

Söz konusu geçiş döneminin iyi yönetilmesi gerektiği ve hiçbir tersane, bölge veya çalışanın bu sürecin dışında bırakılmaması gerektiği Avrupalı paydaşlar tarafından belirtilmektedir. “Adil Geçiş”in sağlanmasında etki değerlendirmeleri, işgücü planlaması, kabiliyetlerin geliştirilmesi ve yeniden kazanılmasına yönelik yatırımların önemli olduğu ifade edilmektedir. Her bölge için yatırım ihtiyaçlarını, Ar-Ge’yi, altyapıyı ve kabiliyetleri ele alan bölgesel Adil Geçiş planlarına AB sektörel stratejilerinin dahil edilmesi önerilmektedir. Yeşil ve dijital dönüşümün aynı anda gerçekleşebilmesi için istikrarlı sektörel ilişkilerin de çok önemli olduğuna dikkat çekilmektedir.

  • Paydaşlar, değişim beklentisi içinde olan ortakları destekleyen bölgesel, ulusal ve Avrupa düzeyinde ayrıntılı bir etki değerlendirmesi yapılmasını,
  • İşveren ve çalışanlar arasındaki Sosyal Diyaloğa dayanan, yeni işgücünü çeken, geçişleri destekleyen, çalışan becerilerini geliştirmek için yeterli kaynakları sağlayan bir AB Adil Geçiş Çerçevesi oluşturulmasını,
  • Yeşil ve dijital dönüşümün aynı anda gerçekleşmesi sürecindeki zorlukların, firma, bölgesel, ulusal ve Avrupa ölçeğinde olmak üzere tüm ilgili düzeylerde getirdiği değişikliklerin öngörülebilmesi için Avrupalı ve ulusal ortakların sosyal diyalog taahhüdünde bulunmasını talep etmektedir.

Dayanıklı, yeşil ve dijital bir gelecek mümkün

            Yeşil ve dijital dönüşüm sürecinin aynı anda gerçekleşmesinin, küresel düzeyde çeşitli zorluklarla karşılaşmaya devam eden Avrupa denizcilik teknolojisi sektörü üzerinde artan bir baskı oluşturacağı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın küresel pazarda rekabet edebilmesi için ileri teknolojiye sahip, yüksek değerli yeşil ve dijital ekipman ve gemilerin üretilmesinde lider olması gerektiği belirtilmektedir. Avrupa sektörünün Asya’ya bağımlılığının azaltılması için de denizcilik teknolojisi sektörünün faaliyetlerini çeşitlendirmesi gerektiği ifade edilmektedir. Avrupalı paydaşlar, söz konusu zorluklar karşısında bölgesel ve ulusal düzeyde ihtiyaç duyulan işbirliği ve yatırımla birlikte somut eylem ve desteklere yönelik AB politikacılarına çağrıda bulunmaktadır. (Kaynak: SEA Europe)

  • Paris MOU Kapsamında, 01.01.2022-27.05.2022 Tarihleri Arasındaki Türk Bayraklı Gemi Tutulmaları.

            01.01.2022–27.06.2022 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında Türk Bayraklı gemilere yönelik 103 denetim gerçekleştirilmiş ve söz konusu denetimlerde İtalya’nın Piombino, Augusta ve Savona Limanları ile Almanya’nın Bremen Limanı’nda 5 adet Türk Bayraklı gemi tutulmuştur. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (https://bit.ly/3OzOhVQ) yer almaktadır.

          

temmuz_2022_ab.pdf